1. Anasayfa
  2. Haberler

Yapay Zeka ile Güven ve Şeffaflık: Web3 ve Blokzincir ile Geleceği Nasıl Şekillendirebiliriz?

Yapay Zeka ile Güven ve Şeffaflık: Web3 ve Blokzincir ile Geleceği Nasıl Şekillendirebiliriz?
0

Yapay zekâ (YZ), hayatlarımızı kolaylaştırma vaadiyle karşımıza çıkıyor. Bu kolaylık, aynı zamanda büyük bir ekonomik potansiyeli de beraberinde getiriyor. Birleşmiş Milletler’e göre, yapay zeka 2033 yılına kadar 4,8 trilyon dolarlık bir küresel pazar oluşturabilir. Bu rakam, Almanya ekonomisine denk geliyor.

Ancak uzak bir geleceği beklemeye gerek yok. Bugün bile yapay zeka; finans, üretim, sağlık, pazarlama, tarım ve e-ticaret gibi birçok sektörde dönüşüm yaratıyor. Algoritmalar yatırım portföylerini yönetiyor, hastalıkları erken teşhis ediyor ve işletmelerin verimliliğini artırıyor. Ancak bu hızlı gelişim, bazı endişeleri de beraberinde getiriyor.

Yapay Zekaya Güveni Nasıl Sağlarız?

Toplumda yapay zekâya karşı artan bir şüphecilik var. Bu teknolojiye güven inşa etmek için şeffaflık, denetlenebilirlik ve kullanıcı eğitimi büyük önem taşıyor. Camunda’nın yakın tarihli bir raporu, kurumların %84’ünün yapay zekâ uygulamalarındaki şeffaflık eksikliği nedeniyle yasal uyum sorunları yaşadığını ortaya koyuyor. Kullanıcılar, bir algoritmanın nasıl çalıştığını bilmediğinde, kararların arka planında ne olduğunu da anlayamaz.

Yapay Zekanın Kara Kutusunu Açmak

Yapay zekâ sistemlerinin çoğu, kullanıcıya neden-sonuç ilişkisini açıkça göstermez. Örneğin, bir kredi başvurusu reddedildiğinde bunun nedeni kredi notunuz mu, yoksa sistemdeki gizli bir önyargı mı? Bu sorunun cevabı genellikle belirsizdir. Bu noktada şeffaflık olmazsa olmazdır.

Web3 teknolojileri ve blokzincir tabanlı çözümler bu sorunu çözebilir. Microsoft destekli bir girişim olan Space and Time (SxT), verilerin değiştirilemediğini ve sorguların doğru şekilde işlendiğini kanıtlayan bir sistem sunuyor. Bu sistem sayesinde yapay zekâ kararlarının dayandığı veriler herkes tarafından doğrulanabilir hale geliyor.

Güven, Sürekli Denetimle Sağlanır

Yapay zekâ sistemlerine güven, tek seferlik bir işlemle değil, sürekli izleme ve değerlendirme ile inşa edilir. Özellikle sağlık hizmetleri ve otonom araçlar gibi kritik alanlarda yapay zekânın performansı düzenli olarak kontrol edilmelidir. Hatalı bir teşhis ya da yanlış yönlendirilen bir araç, ciddi sonuçlara yol açabilir.

Açık kaynak kodlu yapay zekâ modelleri ve blokzincir üzerinde yapılan doğrulamalar, hem şeffaflık hem de gizlilik dengesini kurar. Sıfır Bilgi Kanıtları (Zero-Knowledge Proofs) gibi teknolojiler, verilerin doğruluğunu ispatlarken, kişisel bilgilerin gizliliğini de korur.

Kullanıcı Eğitimi: Bilgi, Güvenin Temelidir

YZ sistemleriyle etkileşimde bulunan kullanıcıların, bu teknolojilerin neleri yapıp neleri yapamayacağını bilmesi gerekir. Yapay zekâyı kusursuz bir sistem gibi görmek, hatalı sonuçlara fazla güvenmek anlamına gelir. Kullanıcıları bilinçlendirmek, güvenli ve verimli bir YZ geleceği için şarttır.

Uyum ve Hesap Verebilirlik

Yapay zekâ, tıpkı finansal sistemlerde olduğu gibi yasal düzenlemelere tabi olmalıdır. “Bir algoritma nasıl sorumlu tutulur?” sorusu burada önem kazanır. Cartesi adlı blokzincir protokolü, yapay zekâ uygulamalarının zincir üzerinde çalışmasını sağlayarak bu soruya bir yanıt sunuyor. TensorFlow, PyTorch gibi yaygın YZ kütüphaneleri bu platformda merkeziyetsiz şekilde çalışabiliyor.

Merkeziyetsizlikle Gelen Güven

Birleşmiş Milletler’in Teknoloji ve İnovasyon Raporu’na göre yapay zekâ, büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda küresel eşitsizlikleri derinleştirme riski de taşıyor. Merkeziyetsiz sistemler, bu riskin önüne geçebilir. Böylece hem daha adil bir teknolojik gelişim sağlanır hem de kullanıcıların güveni artırılır.

Sonuç olarak, yapay zekânın sunduğu olanaklar kadar, şeffaflık ve güven sorunları da dikkate alınmalıdır. Web3 teknolojileri, açık kaynak sistemler ve kullanıcı eğitimi, bu dönüşümün güvenli ve sürdürülebilir olması için anahtardır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir